Aşk-ı Memnu
Hiç şüphesiz Osmanlı tarihinin en çok tartışılan insanlarından birisi de padişah II. Abdülhamit lakin biz ondan önce onun ailesine değinmek istiyoruz. Osmanlı tarihinde bir skandala yol açan bu yasak aşkın kahramanları padişah II. Abdülhamit'in kızı Naime Sultan'ın kocası, aynı zamanda da Plevne Kahramanı olarak bilinen Gazi Osman Paşa'nın oğlu Kemalettin Paşa ve Akli dengesini yitirerek tahttan indirilen, II. Abdülhamit'in ağabeyi olan, eski padişah V. Murat'ın kızı Hatice Sultan.
İşte Osmanlı tarihinden bu yasak aşk hikayesi..
İşte Osmanlı tarihinden bu yasak aşk hikayesi..
Hatice Sultan’ın talihsizliği daha annesinin karnında başladı. Sultan Abdülaziz şehzadelerin birden fazla çocuk yapmalarını yasaklayan kararını bildirdiğinde Şehzade Murat’ın eşlerinden Şayan Hanım hamileydi. Karar üzerine Şayan Hanım, Doktor Mehmet Emin Paşa’nın konağına gönderildi. Doktor, düşük yapabilmesi için Şayan Hanım’a ilaçlar verdi. Ancak bu ilaçlar hiç kullanılmadı. Herkes çocuğunu düşürdüğünü zannederken Şayan Hanım, 1870’de Hatice Sultan’ı doğurdu. Doğumu gizli tutulan Hatice Sultan aynı şekilde büyütüldü.
ÇIRAĞAN SARAYI’NDA UNUTULAN KIZLAR
Şehzade Murat, 1876’da 5. Murat olarak tahta çıktı ancak üç ay padişahlık yapabildi. Akli dengesini kaybedince tahttan indirildi ve çocuklarıyla birlikte Çırağan Sarayı’na kapatıldı. Kardeşi Fehime Sultan ile birlikte babasının nezaretinde iyi eğitim alan Hatice Sultan bir köşede unutuldu. Diğer hanım sultanlar ise ardı ardına evleniyordu. Oysa padişah kızlarının babaları hükümdar olmasa bile tahtta bulunan padişahın iradesiyle evlendirilmesi adettendi. Ama II. Abdülhamit kendi kızlarını Gazi Osman Paşa’nın oğullarıyla evlendirdiği halde V. Murat’ın kızlarını görmezden geliyordu. Hatice Sultan bunun üzerine amcasına artık 31 yaşına geldiğini ve hapis hayatı yaşadığı Çırağan’dan çıkmak ve evlenmek istediği haberini iletti. II. Abdülhamit bir daha Çırağan’a dönmemeleri şartıyla iki kardeşi Yıldız Sarayı’na aldırdı.
Padişah II. Abdülhamit
Padişah II. Abdülhamit
GERDEK GECESİ KOCASINI HAREME ALMADI
Hatice Sultan evlenme konusunda çok ısrarcıydı. Sonunda II. Abdülhamit onu sarayda çalışan hayli çirkin ve kaba bir adam olan Vasıf Efendi’yle 1901’de evlendirdi. Hatice Sultan ve eşi düğünlerinin yapıldığı ve onlara hediye edilen Ortaköy’deki yalıya yerleşti. Hırslı ve gururlu bir kız olan Hatice Sultan kocasını görür görmez ondan nefret etti. ‘Kendi kızlarını Gazi Osman Paşa’nın oğullarına verirken bizi kimlere layık gördü’ diye padişaha tepkisini duyurdu. Üstelik gerdek gecesi kocasını hareme almayıp, selamlıkta yatırdı. Katı kurallar gereği hanım sultan istemedikçe damadın onu görmesi olanaksızdı. Vasıf Paşa selamlıkta yaşamak zorunda kaldı ve bu izni hiç alamadı.
İNTİKAM ZAMANI
Hatice Sultan, babasının hakkı olan tahtta oturduğunu düşündüğü II. Abdülhamit’i zaten sevmiyordu. Hem babasının hem de kendisinin intikamını almak için bir plan yaptı. II. Abdülhamit’in, Gazi Osman Paşa’nın oğullarından Kemalettin Paşa ile evli olan kızı Naime Sultan hemen bitişikteki yalıda oturuyordu. Kemalettin Paşa’nın çapkın bir kişiliğe sahip olduğu söylenmekteydi. Nasıl olduysa oldu ve Kemalettin Paşa, sevimli ve rahat tavırlı Hatice Sultan’a aşık oldu. İlişki tüm ayrıntılarıyla bilinmese de mektuplaşmalar bu ilişkiden günümüze kalan önemli belgelerdir.
II. ABDÜLHAMİT’İN GAZABI
İki yalı arasındaki yazışmalar aylarca devam etti. Mektuplardaki bazı ifadelerden aşıkların görüştükleri de anlaşılıyordu. İki yalı arasındaki duvar Hatice Sultan’ın isteğiyle yıktırılmıştı. Günün birinde mektuplar II. Abdülhamit’in eline geçti. Dedikodular hemen yayıldı hem İstanbul hem de saraydakiler bu skandalı konuşur oldu. Padişahın bu mektupları görmesini bizzat Hatice Sultan’ın sağladığı da söylentiler arasındaydı. Öfkelenen II. Abdülhamit hemen kızının Kemalettin Paşa’dan boşanmasını sağladı. Damadının rütbelerini söktürdü ve Bursa’ya sürgüne gönderdi. Skandal devrik padişah tarafından da duyuldu. V. Murat’ın ‘Bana bunu da mı yaptı? Ölümüme Hatice sebep olacak’ dediği söylendi. Zaten şeker hastası olan V. Murat birkaç ay sonra 29 Ağustos 1904’te üzüntüden hayatını kaybetti.
Sultan V. Murat
Sultan V. Murat
AŞK, SÜRGÜN, İNTİHAR
Ama 5 yıl sonra da II. Abdülhamit tahttan indirildi, Kemalettin Paşa serbest bırakıldı, unvanı iade edildi. Hatice Sultan, 1908’de para ödeyerek kocası Vasıf Paşa’dan boşandı. Bu sırada Kemalettin Paşa, Hatice Sultan’a evlenme teklif etti, ancak kabul edilmedi. Hatice Sultan, 1909 yazında bir eğlence parkında dolaşırken kendisinden yaşça küçük olan Rauf Hayri Bey ile tanıştı ve evlendi. Bu evlilikten Hatice Sultan’ın bir kızı ve bir oğlu oldu. Hatice Sultan’ın mutluluğu uzun sürmedi, Mart 1924’te hanedanın diğer mensuplarıyla beraber Türkiye’den sınır dışı edildi. Ama Rauf Hayri Bey sürgüne gitmek istemedi ve boşandılar.
Hatice Sultan kızı Selma ve oğlu Hayri’yle beraber Lübnan’a yerleşti. Hatice Sultan, kızını bir Hint racasıyla evlendirip Hindistan’a gönderdi. Oğlu ise bunalıma girip intihar etti. Hatice Sultan 13 Mart 1938’de, Beyrut’ta tek başına, yokluk içinde öldü. Aldatılan Naime Sultan bir ara Fransa’da yaşadı. Geçim sıkıntısı çekince Arnavutluk’a yerleşti. 1944’teki komünist darbe sonrası kendisinden bir daha haber alınamadı.
Naime Sultan
Naime Sultan
AYAKTAKi TEK HANIM SULTAN YALISI
Ortaköy Hanım Sultan yalılarından günümüze kadar ulaşabilen tek yalı olan Hatice Sultan Yalısı’nın ilk sahibi Ali Saip Paşa’ydı. II. Abdülhamit yalıyı mirasçılarından satın almıştı. Hatice Sultan’ın düğünü bu yalıda yapıldı. 1924’de hanedanın sürgün edilmesinden sonra yetimhane olarak kullanılan Hatice Sultan Yalısı bir süre Ortaköy İlkokulu olarak hizmet verdi. 1972’de Yüzme İhtisas Kulübü’ne verilen yalının cadde tarafına bir yüzme havuzu yaptırıldı. Hatice Sultan Yalısı, İstanbul Valiliği tarafından 2008’de otel olarak işletilmek amacıyla 25 yıllığına kiralandı.
ZEHİRLİ AŞKIN MEKTUPLARI
HATİCE SULTAN: Kemalciğim, ruhum, ömrüm...
Hatice Sultan, imzasını da attığı bir mektubunda yaşadığı aşk acısını şöyle yazıyordu: “Kemalciğim, ruhum, ömrüm... Of, Offf, Ya Rabbi! Bu uğradığım şiddetli aşk, bu emel ve arzular için bana kuvvet ihsan et, bu sevdayı kalbimden çıkar. Kemalciğim, Kemalciğim, senden bir şey isteyeceğim: Kapıldığım ve ölmedikçe kurtulamayacağım bu tehlikeli halimden kurtulmak için senden bir şey isteyeceğim, merhamet et... İstediğim şey hemen tesir edecek bir zehirdir. İşte o zehri istiyorum. Rica ederim, bana o zehri lütfet. Çünkü bu elem ve ıstıraba artık tahammül edemeyeceğim. Ooooffff.”
KEMALETTİN PAŞA: Sizi şerbet gibi ruhumla içiyordum...
Kemalettin Paşa ise mektuplarında sevgilisine şöyle sesleniyordu: “Yarabbi gördüğüm nedir? Esrar mı içtim, divane mi oldum, kendimden mi geçtim, yoksa rüyada mıyım? Yarabbi, Yarabbi, gözüme görünen ey İlah sen misin, nurun mudur? İlahi ne sonsuz kudretin var! Boğulurcasına kendimden geçerek, titreye titreye o köşeye yaklaştım. Nurlu yüzünüz karşısında eridim. Sanki vücudum toprak olmuş, sizi bir şerbet gibi ruhumla içiyordum.”
(13.01.2013 tarihli Posta Karnaval'dan alınmıştır.)
Bu sayfa hakkında yorum ekle: